Çocuğa Ders Çalıştırmak...Ama Nasıl?

Ben başarılı bir öğrenciydim. Ortaokuldayken hep okul birincisiydim.Liseyi Fen Lisesinde okudum, üniversitede mühendislik okudum. Hep de başarılı bir iş hayatım oldu. Şimdi durduk yere niye kendi promosyonumu yapıyorum? Anlatayım efendim:

İyi bir öğrenciydim tamam ama ilkokul 3. sınıfa kadar rezalet bir öğrenciydim. Öğretmen olan annem bu duruma delirir, " kızım temizlikçi mi olacaksın sen benim başıma" diye oturup ağlardı kadıncağız. Öyle ki sınavdan 3 aldığım zaman eve sınav kağıdını sevinçten havalarda sallayarak, koşarak gelirdim.
Babam baktı bu durum böyle devam etmez, kontrolü aldı eline..Her akşam işten gelince beni ders çalıştırıyordu….Veee..Tanrım felaket bir dönemdi ama işe yaradı…babam matematikte annem de Türkçe'de beni süper hale getirdiler ve çizgimi çoook yukarılara çektiler.

Ama o dönem çok zor geçmişti dostlarım. Şimdiki halime bakıp inanmayacaksınız ama 9 yaşındayken dersler konusunda aklım bir karış havadaydı. Bir türlü konsantre olamazdım.

Hele bir akşam, babam zaten işten gelmiş yorgun argın, oturmuş benimle yine matematik çalışıyor. Bir problem vardı, şimdi hatırlamıyorum ama benim kafa durmuş, salak salak bakıyorum kitaba. Babam sakin olmak için insanüstü bir çaba harcıyordu. Dişlerini sıkarak sordu bana:

" evet kızım, şimdi ne yapıyorsun bakalım?"

Benim düşünce baloncuğum bomboş…hiçbir fikrim yok..

" eee…toplarım"

Babam nefesini tuttu " hayır yavrum"

" ııııııı…çıkarırım"

Babam la havle çekiyor, patladı patlayacak…

" hayır çocuumm"

" eeeööööö…bölerim"

Babam baktı ben sıradan gidiyorum, ona da hayır dedi….

" o zaman çarparım"...en son seçenek zaten oydu, buna da hayır diyemezdi ya...

Ve babam patladı " BEN SANA BİR ÇARPARSAM ŞİMDİ" diye bir kükredi ki sormayın….çarpmadı ama bir bağırış bağırdı bana aklım koptu…ben ağlıyorum, babam bağırıyor, annem içeride fenalaşıyor, kardeşim evde kopan vaveyladan tırsmış...Ne o…biz matematik çalışıyoruz.

Ama yaklaşık bir sene sonra, 4. sınıftayken, ben 2 bilinmeyenli denklemleri müfredatta olmamasına rağmen çözüyordum. Öğretmenim kendi öğretmediği şeyleri ben X ile Y ile çözünce sinir olmuştu tabii ama olsun…bu bana okul birincilikleri, Fen Liseleri olarak geri döndü…

Niye anlattım bunu: O zamanlar " ben ileride çocuğuma yapmıycam bunu" demiştim. Her büyük lafımda olduğu gibi bu da başıma geldi.

İpek'imin nasıl akıllı bir bıdık olduğunu daha önce anlatmıştım. Okuma yazmayı erkenden söktüğü için okula küçük başlamış bir prenses kendileri maşallah...

İpek'lere bir ödev vermiş öğretmeni. Bir yardım kuruluşu hakkında bilgi veren bir sayfalık bir yazı yazıp sunum yapacaklar. El yazısı ile..Hiç sevmiyorum zaten bu el yazısı muhabbetini…Kargacık burgacık…Eh..yazıyı yazacak tabii ama 1. sınıfa giden bir çocuğun internette araştırma yapıp özet çıkarmasını beklemek fazla iyimser bir davranış olacağı için ben üzerime düşen çalışmayı tamamladım.
Neyse İpek Kızılay'ı seçti. Bir gece önce internette Kızılay'ın sayfasına girdim ve İpek baştan sona okudu. Dün akşam eve geldim. Yorgun ve bitmiş bir şekilde yine…önce matematik ödevine yardım ettim. Ama sakince :-) Neyse ki kızımın zihni benim o yaşlardaki halime göre daha açık ve parlak...

Sonra sıra bu ödevi tamamlamaya geldi. Önce çizgisiz bir kağıdı keçeli kalem ve cetvel yardımıyla çizgili hale getirdim ki yazısını kaydırmadan düzgünce yazabilsin diye. Sonra internette hazırladığım özeti ve de ilgili resimleri açtım. Metin resimleri print etti. Ben de İpek'e okuyorum o da yazıyor.

Ama…...

İpek'e ödevinde yardım ederken yarım saatin sonunda kıza yazısına yeteri kadar özen göstermediği ve kargacık burgacık yazdığı için bağırırken buldum kendimi. 8 kere yazdığı yazıyı silip doğrusunu söylememe rağmen ısrarla hata yapınca çileden çıktım.

Ne saçma aslında, bıraksaydım, okula yanlış yazıyla gitseydi öğretmeni onu nasıl olsa düzeltecekti. Ama şu kahrolası egom izin vermedi çocuğumun okula yanlış ödevle gitmesine…Sonra öğretmeni ya ters bir şey söyleyip kızımın gururunu kırarsa, ya öğretmeni bu çocuğun anası babası da amma ilgisiz, çocuklarının ödevini kontrol etmemişler derse…olur mu hiç?

Kızımın gururu okulda zedelenmesin diye evde canına okudum çocuğun. Salak gibi…çok pişmanım…Dün geceden beri kendi kendimi yiyorum...

İpek'e durumu şöyle açıklamaya çalıştım: "güzel kuşum eğer, daha iyisini yapamayacağını bilsem bu çocuğun kapasitesi bu kadar deyip bırakırdım ama sen daha iyisini yapabiliyorsun. Sana yapamadığın için değil, özen göstermediğin için kızdım" dedim. Kuşuma bu açıklamam mantıklı gelmiş olacak ki koşup kucağıma atladı, bana sımsıkı sarılıp " seni çoook seviyorum anneciğim" dedi ve beni oracıkta bitirdi...

Bu işin doğrusu ne, kafam biraz karışıyor. Çocuğun dersleriyle ilgilenirken onu bunaltmamak, korkutmamak lazım biliyorum ama aynı hatayı ısrarla yapan çocuğa nasıl davranacağız? Ürkütmemek adına bırakacak mıyız? Bu bile bile yanlış ödevle okula göndermek pahasına bile mi olsa? Yoksa illa evde doğrusunu yaptırmaya mı çalışacağız? Sinirlerimize yenilmek pahasına bile olsa?

Sevgiler

30 yorum:

Unknown dedi ki...

Yazini okurken kendi okul yillarima gittim. Ben Turkiye'de superrr lisedeydim ( seninki kadar fiyakali degil ama olsun :)), sonra aklima fransa geldi orada da 4 yil okudum. Sonra kanada, gecen yildan beri. Inanirmisin, Turk egitim sistemi deyince resmen kaciyorum :( Vahap gecenlerde hadi gel TR'ye yerleselim dedi. Ben OLMAAAZZZ. Cocugum o sistemde okumasin. Burasi daha iyi. Gercekten dogru, ben birtek Turkiye'de duyuyorum ailelerin cocuklarinin odevlerine bu denli yardim ettiklerini. Burada cocuk odevini yapar, anne baba sadece kontrol eder, hic bir duzeltme yapmaz.( ortaokul ve lise haric) Cunku okul sistemi kati gelmiyor bana.
Benim annem babam ilk okul mezunu, ben okul hayatim boyunca hic yardim goremedim onlardan. Sen sansliymissin. El yazisina gelince ben duz yazi hic kullanmam. Vahap sinir olur. Okuyamiyormus :))

Son olarak, karisik bir yorum oldu :) Bende anneligin cok guzel, cocugunun dersleriyle ilgileniyorsun ama cok uzerine gitme, cocuk sogumasin sonra derslerden. Yani hatalar yapmasina izin ver. Hatalarini senden degilde ogretmenden de duysa birsey olmaz. Bizim zamanda hoca pat kut doverdi, simdilerde o da yasak. Yani dayak derdinde yok :) Hocasi guzel guzel anlatir.
Dogan cuceloglunun bir kitabinda okumustum, mukemmeliyetci olmakla ilgili ama hatirlayamadim simdi. Kotu birsey onu biliyorum sadece.

neselihaller dedi ki...

Gül'üm senin hayat bana göre süper fiyakalı, boşversene okulu...Paris, Kanada filan..biz evden çıkıp Taksim'e gidemiyoruz :-))

Tatlım aslında biliyorum çocuğu sıkıştırmamak gerektiğini ama doğrusunu yapabilecek kapasitedeyken özensiz davranıp yanlış yapınca geçtim kendimden...Yoksa dediğin doğru, bırakmak lazım aslında, öğretmeni düzeltsin..zaten artık okullarda dayakmış, hakaretmiş yok öyle şeyler ...olmaya kalkarsa da taş üstünde taş bırakmam dağıtırım ortalığı....neyse, kızım daha yeni öğrenci ben de taze öğrenci annesiyim :-)) alışacağım zamanla...

Öpüyorum kocaman

Unknown dedi ki...

Evet alisirsin bencede, ama kiskanmadim da degil yani, hayal ettim birden, cihani okula birakacagim gunleri :) Ya birde soracaktim unuttum, kac yasinda basliyordu cocuklar Turkiye'de okula, burada 6.

neselihaller dedi ki...

canım benim zaman o kadar çabuk geçiyor ki göz açıp kapayana kadar bir bakmışsın Cihan'ı okula bırakıp akşamları ödev kontrolü yapıyorsun :-))

Burada 6 yaş bitip 7 yaşına gelince okula gidiliyor ama İpek okuma yazmayı 5,5 yaşında sökünce erken başladı mecburen...

Unknown dedi ki...

waww, 5,5 yasinda haa.. Eee ana fenli olunca cocukda aliyor nasibini. Ben cok konustum kusura bakma, biz ekonomi dersinde bunu islemistik. Ana babanin egitimli olmasinin cocuklar uzerindeki etkileri, hatta istatistik olarak senin kiz senden daha iyi bir yere gelecek. Yani kural bu. Yani uzmanlar oyle demisler ben onlarin yalancisiyim :))

neselihaller dedi ki...

ay yok şekercim, ne güzel sohbet ediyoruz şurada....o teoriyi ben de okumuştum..inşallah bizim çocuklar bizi geçerler...ben ikisinden de ümitliyim...şimdiden beni dumura uğratıyorlar zaten:-))

İkiz Annesi dedi ki...

Ben de erken başlayanlardanım hem de ikinci sınıfa birinci sınıfı hiç okumadım ama içimde hep bir uktedir.Onlara kırmızı kurdele takılırdı yerli malı haftası yaparlardı ama ikinci sınıfta yok öyle bir şey dolayısı ile özenirdim ama elden birşey gelmez.Neyse sonrası iyi geçti ama lisede annem ısrarla meslek lisesi istemişti aman elinde bir işin olur diye:) ne alakaysa hiç isteyerek okumadım ama çizimim iyiydi stlistim anlayacağın ama hiç yapmadım inatla Dokuz Eylül işletmeyi kazandım biliyorsundur meslek liselerinde çok fazla kültür dersi olmaz dershaneye de gönderememişti o zamanlar babacım deli gibi çalışırdım geceleri öyle kazandım ünv.Annem yardımcı olurdu hep bana ilkokulda.Ben de yazdım arada hayat hikayemi neyse:)
Arada yardımcı olmak gerektiğine inanıyorum ayrıca maalesef yutdışındaki gibi değil burada sınıflar çok kalabalık öğretmenler önce hangisi ile ilgilenecek bize iş düşüyor.Ayrıca sen gayet güzel açıklamışsın bence durumu arkadaşım.
Bakalım biz nasıl yapacağız zamanı gelince.

neselihaller dedi ki...

canım benim ne güzel anlatmışsın...şimdi eğitim bir tuhaf oldu...dersaneye gitmeden biryeri kazanmak neredeyse mümkün değil...evde de çocuğu desteklemek gerekiyor. Ben ders diye çocuğu çok fazla boğmamak gerektiğine inanıyorum. O yüzden dersane işine mümkün olduğu kadar geç başlamayı hedefliyorum ama evde desteklemek lazım tabii...

zamanı gelince su yolunu bulur be arkadaşım.Bizim nasıl davranacağımızı aslında çocuklarımız belirleyecek...aman sağlıklı olsunlar da hepsi olur nasıl olsa...öpüyorum kocaman..

Kaymaklı Kadayıf dedi ki...

Merak edildiğim için şımardım:)))Fink fink gezmekten yazmaya vaktim olmadı, az önce yeniledim postumu, teşekkür ederim ilgiye alakaya çok çok sevgiler sinem

neselihaller dedi ki...

Ay Sinem'ciğim bu blog ortamı çok değişik bir ortammış. Her birinize hergün uğrayıp bakıyorum evde misiniz, iyi misiniz diye...karşı komşuma bu kadar uğramıyorum vallahi...iyi olmana sevindim, şimdi geliyorum sana...öptüm

Unknown dedi ki...

Anne yada babalar mutlaka yardımcı oluyor ders konusunda.Ama bu ççocuklar öyle zekiler ki yardımı farklı boyutlara taşıyabiliyorlar.Bir bakmışsın konu mu lazım yardım başlığı altında bulunuvermiş , ödev mi yapılacak çocuk daha düşünmeden bir düşünen çıkmış.Buda onalrı hazıra alıştırıyor.İnşallah senin prensesin bunu yardım olarak sınırlar...
Ben yardımı , hazırcılığa çevirmeye çalışanlardanım...Babam Dokuz Eylül Yabancı Diller okulunda okumuş.İngilizcesi süperdi.Ben de bunu biliyorum ya babam yapar , yardım eder diye o kadar rahattım ki anlatamam.Başarılı bir öğrenciydim ben eve gelmeden başarılarım benden önce gelirdi ve ben sinir olurdum ailem benden hiç duyamıyor diye neyse ama o kadar başarıya onluk sisteme göre 5 olan bir ingilizcem vardı.Babam benim yerime de sınava girse süper olacaktı yani.Bir dayandı iki dayandı üçüncüde bir patladı ama ne patlama o gün babamla son ders çalışmamız oldu...beni doğruca yabancı dil öğreten dersaneye götürdü bir daha da karşıma ingilizce için gelme dedi.O günden sonra aramıza ders mesafesi girdi.Şimdi yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum ama o zaman haklıydım sözde bide küsmüştüm...Babam kelimelrin anlamlarını biliyor diye hiç araştırmıyordum.Sözlükten bakıp yazmam gerekiyordu ama ne gerek var ben sorarrım babam söyler.Diyalog mı yazılacak bana ne gerek var babam yazar derken çıldırdı ve bitti.Çok ince çizgi anlayacağın.Ben gene uzattım galiba...Düşük çene oldum ben...öptüm arkadaşım , inşallah kızın başarılı bir öğrenci olur...

neselihaller dedi ki...

ay hayatım hiiiç düşük çene deme kendine, ne güzel muhabbet ediyoruz şurada......valla İpek şu ana kadar çok iyi gidiyor aslında...nasıl başlarsa öyle gider deyip geleceğe dair içimde kocaman bir umut yeşertiyorum...Allah sağlık versin herşeyden önce tabii..yalnız oğlan nasıl olacak onu kestiremiyorum daha...çok zeki onu anladık da biraz da haytalık var sanki...bakalım göreceğiz...o sanki biraz yardımı hazırcılığa çevirebilir gibi geliyor bana :-)) öpüyorum kocaman

dilek dedi ki...

Türkiye'deki eğitim sistemindenmi bilinmez 4,5 yaşındaki kreşe giden yavruma ödev veriyolar. yahu bu çocuk 4,5 yaşında. rakamlar, renkler, geometrik şekiller,ingilizce kelimeler derken geçen hafta elinde 4 sayfalık toplama işlemlerinin olduğu ödevle geldi. Toplama işlemi yahu. Bu çocuk anaokuluna bile gitmiyo.Yarış atı yetiştiriyoruz mübarek:P

Deli Anne dedi ki...

Ben de yakınlarımda çok gördüm; çocuğun ödevini kusursuz yaptırma isteğini ve hatta eziyetini.. hep de dedim çocuğum olsa yapmayayım böyle.. ama olunca işler değişiyor.. ben de yapmak istemem baskı ama gel gör ki insan yalap şap bir ödev ile de gitmesine gönlü azı olur mu bir annenin emind eğilim.. keşke baskı kurmasak ama sanırım herşeyde olduğu gibi burda da ipin ucu kaçabiliyor.. Yıpratma kendini Gülçinim.. biraz da olduğu kadarıyla bırakmaya çalış.. (söylemes kolay tabi)

neselihaller dedi ki...

ah delişim ben de kendime aynı şeyi telkin ediyorum, başaracağım inşallah...sonuçta kızım tembel değil, aptal değil...gayet akıllı ve sorumluluğunu bilen bir çocuk...o halledecektir...diyorum kendime....

neselihaller dedi ki...

sorma Dilek, artık anaokullarında toplama çıkartma yaptırıyorlar. Ben anaokuluna söylemiştim, yapmayın, bu çocuklar ilkokula başladıklarında ne öğrenecekler diye...meğer MEB'nın müfredatı bu şekilde imiş...ne yaparsın şimdi?

Sitare dedi ki...

türkiyede okul sistemi anneyi-babayı çocuğundan uzaklaştırmak aralarında bir nefret bağı kurulmasını sağlamak için tasarlanmış.
gülçincim aynen ben de ilkokul 1-2-3te vasat iken sonradan açılıp saçılmış sen kadar olmasa da teşekkürler takdrle almış başarılı bir öğrenciydim.
ve yine sen gibi çocuğuma asla bağımama ders mevzuunda zorlamama niyetim vardı lakin olmadı olmuyor.sistem sürekli dayatıyor.şu eksik şu yanlış şu şu şu.
eşim öğretmen olduğu halde o bile aklını kaçırıyor bazen.inanılmaz ağır ödevler,saçma sapan test soruları.hani diyorum biz üniversite okumamış olsak bu çocuk çok geri kalırmış.öff yaramı deştin .aynıyız vesselam.Allah sabır versin bize.

anne kaleminden dedi ki...

öyle gözüm korktu ki bu okul döneminden, çocuğu ilkokulda hangi anneyi görsem, binbir eziyetleri var. şu proje ödevleri de cabası...
ilginin, üzerinde durmanın başarıyı ne kadar etkilediğini bizzat yaşamışsın, gel de rahat anne ol ondan sonra...

anne kaleminden dedi ki...

öyle gözüm korktu ki bu okul döneminden, çocuğu ilkokulda hangi anneyi görsem, binbir eziyetleri var. şu proje ödevleri de cabası...
ilginin, üzerinde durmanın başarıyı ne kadar etkilediğini bizzat yaşamışsın, gel de rahat anne ol ondan sonra...

mehmet dedi ki...

Annelerin muhabbetine girmiş olmayayım ama özel
ya da devlet olsun okulların-dahası öğretmenlerin durumu ortadayken,çocuğun-tabii ki şefkatle-evde destek almasında büyük yarar görenlerdenim-ama ÇARPMADAN..!-Kaç yıl oldu hatırlamıyorum ama prof. bir baba ve öğretmen bir anne çocuklarını okula göndermeden evde öğretip-eğitmişler(dışarıdan bitirme sınavlarıyla) ve o yıl çocuk üniversiteye birincilikle girmişti.Çocuklarınıza verecek birşeyiniz varsa, kapasiteyi dikkate alarak ve mutlaka şefkatle verin derim ben,bir hayli olgun yaştaki bir baba olarak siz gençlere. Sevgilerimle..

Ebru dedi ki...

Canım geçen yıl ben de çok üzerine gidiyordum. Şu el yazısına gıcık oluyorum çocuğun yazdığını okuyamıyorum kendisi gayet rahat.
Bu sene yapmayacaksan sabah öğretmeninle yaşanacakları sen biliyorsun ister yapmaz fırçayı yersin ister yapar rahat rahat gidersin diyorum tıpış tıpış gidiyor.
1.sınıfta okuldan önce okumayı öğrendiğinden 1 sayfa aynı harfi yazdıramazdım çok saçma zaten biliyorum 1 satır yeter der tek satırda bırakırdı.
Bazen ben de kopuyorum bizde sorun ödev yaparken bile oturamamak. Bazen yazıları ayakta yazıyor:) Bir tur kşup geliyor takla atıyor:)) onlardan kalan zamanda da ders:)

neselihaller dedi ki...

Sevgi'ciğim, amin hayatım..sen bu konuda bize göre daha tecrübelisin tabii, biz daha yolun başındayız...bakalım nasıl olacak bu işler...

Anne Kaleminden;aynen öyle arkadaşım...çocuğun derslerine evde destek vermenin başarıyı ne kadar olumlu etkilediğinin en canlı örneğiyim. ama denge tutturmak o kadar da kolay değilmiş be canım...

neselihaller dedi ki...

Babacığım, evlat ceviz, torun ceviz içi derler ya, doğruymuş :-) Aman da kıyamazmış benim babam torunlarına.... :-)) Biz de daha yeniyiz bu konularda babacığım...çocuğa nasıl sakin, şefkatli ve çarpmadan ders çalıştırılır öğreneceğiz :-) çünkü evde desteklemek şart..Çocuk ne kadar akıllı ve sorumluluk sahibi olsa da evde mutlaka en azından konu tekrarı yapmak gerekiyor...Neyse ki Metin bana göre daha hızlı öğreniyor :-) Öpüyorum en kocamanından....

neselihaller dedi ki...

Ay Ebru'cuğum çok güldüm İda'ya :-)) bir tur koşup öyle mi geliyor...İpek'de değil ama Yiğit'de aynı potansiyeli görüyorum...hadi hayırlısı bakalım...sevgiler canım

Adsız dedi ki...

Gülcincim Türkiyenin okul systemini maalesef bilmiyorum ama almanyadada son alti yedi senedir kreslerde cocuklara ingilizce ögretiklerini biliyorum, bunun yani sira yazmak ve okumak da var...krese iki bucuk üc yasinda basliyorlar...oyun cagindaki cocuklar yazik o yasta egitiliyorlar...Canim benim sende zamanla alisacaksin ve daha tecrübeli olacaksin, zaten senin gibi SÜPER anneleri olduktan sonra sen hic merak etme... benim prensesimde masallah cok zeki eminim herseyin üstesinden gelecek...allah nazarlardan saklasin...
Öptüm
Sultan

Adsız dedi ki...

benim kızım da 1. sınıfa gidiyor ama ben ona nasıl ders çalıştıracağımı şaşırdım anlatıyorum anlatıyorum ama anlamıyo neden bilmiyorum ama anladığını hemen unutuyor ben de çok ağladım ve hala da üzülüyorum kızım zeki diğer konuları anlıyo ve şarkıları gelip evde söylüyor ama ders aklına girmiyor çok üzülüyorum kız çocuğu ve çok duygusal ne yapacağım bilmiyorum biri bana akıl versin hep bakıyorum başka çocuklar çevrede daha iyi biraz kızıyorum ama sonra pişman oluyorum babasıda anlatıyor ama ikimizde anlatamıyoruz galiba

Adsız dedi ki...

benim kızım da 1. sınıfa gidiyor ama ben ona nasıl ders çalıştıracağımı şaşırdım anlatıyorum anlatıyorum ama anlamıyo neden bilmiyorum ama anladığını hemen unutuyor ben de çok ağladım ve hala da üzülüyorum kızım zeki diğer konuları anlıyo ve şarkıları gelip evde söylüyor ama ders aklına girmiyor çok üzülüyorum kız çocuğu ve çok duygusal ne yapacağım bilmiyorum biri bana akıl versin hep bakıyorum başka çocuklar çevrede daha iyi biraz kızıyorum ama sonra pişman oluyorum babasıda anlatıyor ama ikimizde anlatamıyoruz galiba

ikiz annesi dedi ki...

Benim ikizlerimbu sene başladılar 2008 mart 1 doğumlular şimdiden içim ürperiyor ikisiaynı hizada gitmeyince napıcağımı bilmiyorum. Birde kıskançlık dizboyu napsak bilmem.

zeynep başaranlı dedi ki...

canım benim 2. sınıfa giden bir oğlum var 1. sınıfta cok başarılı olan oğlum 2. sınıfta duraklama moduna gecti resmen evde verdiğim testleri yanlışsız çözerken yazılıda resmen dibe vuruyo heyecandan desemde okul notunu tabiki kırık alıyor dersleri beraber yapıyoruz bence hata burada o yapıcak biz kontrol edicez zira aklına girmiyor birde şu tabletler aklı fikri oyunda izinlide kullandırsam sadece hafta sonları yinede aklı orada ne yapacağımı şaşırdım 2. dönem hızlanır diye umuyorum ama korkuyorum da SEVGİLER SAYGILAR ...ZEYNEP BAŞARANLI

Leydi'nin Günlüğü dedi ki...

Merhaba ,
Ne güzel bir bloğunuz varmış , bir çok konuda aydınlandım sayenizde...
Sevgilerimi sunuyorum ve takipteyim...
www.grilady.blogspot.com.tr