Hasta çocuk-tırlatmış anne psikolojisi

Bitirdi beni..Yemin ederim şarj edilmem hatta yeniden yaratılmam lazım. Artık ben de, içimdeki çocuk da, dışımdaki kadın da herkes bitmiş durumda.

Benimle birlikte bu katta görev yapan 9 hemşire, 3 temizlik görevlisi, 2 yemek dağıtıcısı, muayene olduğumuz 2 profesör, 1 radyolog ve 1 çocuk doktoru da terapiye ihtiyaç duyuyorlar artık.

Daha önce anlatmıştım, Yiğit hastalandı. Yine...3 gün önce muayeneye diye geldik hastaneye, apar topar yatırdılar bizi. Akut lenfadenit'mişiz....Bu akşam çıkacağız hayırlısıyla da hemşireler de bir rahat nefes alacaklar. Hayır artık odamıza gelecek olanı kura ile filan seçiyorlar herhalde, ilk kez geleni de önden hazırlıyorlar " oradaki çocuğa dikkat et" diye.

Hayır tamam, çok hırpalandı yavrum. 2 kere damar yolu açtılar. Açtılar dediysem o minicik pamuk gibi ellerinde damar bulana kadar epey kanırttılar yavrumun elini bağırta bağırta.

Artık alışmış olmam lazım aslında ama alışılmıyormuş sevgili anneler. Yiğit bağırıyor, ben ona sımsıkı sarılıp acısını almaya çalışıyorum. 3 kere de kan aldılar, tüpler dolusu hem de. Yine 2 hemşire Yiğit'i zaptediyor, Yiğit çığılık çığlığa bağırıyor, ben ağlıyorum. Ay perişan olduk kaç gündür.

E tabii çocuğun ödü koptu bir kere. Odanın kapısına her gelen oğlumun canını yakıyor sonuçta. Çarşafları değiştirmeye gelen kadını haşlıyor, serumu değiştirmeye gelen hemşirelere " git buraadaaaaannn" diye bağırıp tekmeler savuruyor. O öyle tekmeler savururken hemşireler de tutup serumu değiştiremiyorlar tabii...Hayır adam laf söz de dinlemiyor. Neyse ki elinde oyuncak bir dürbünü var da arada camdan dışarıya, denizdeki gemilere, uzaktaki evlere filan bakıyor da biraz oyalanıyor.

Ben 3 gün önce daha şefkatli, anlayışlı bir anneydim ama artık ben de bittim dostlar. Yiğit herşeye " acıyyooorr" diyor. Hayır ne gerçekten acıtıyor ne palavra anlamak mümkün değil. Herşeye acıyor dediği için hemşirelerin de kafası karışıyor.

Bu arada yemek yememe konusuna hiç değinmiyorum bile. 1 lokma köfteyi, kendi rekorunu da egale ederek, 1 saat 45 dakika boyunca yanağında saklamayı başardı. O sürenin sonunda yutmasını ise KBB profesörünün verdiği filli parmak kuklasına borçluyuz.

Muayene olmaz, ilaç almaz, yemek yemez, serum değiştirtmez, odaya kimseyi sokmaz...ay tükendim valla..

Bu arada 3 gündür ben burada olunca minik kızım evde "annemi özledim" diye ağlamaya başlamış. Hastaneye ziyarete geldiklerinde de içli içli ağlıyor kuşum. Ah ben onu yerim yaaaa....

Hastane günlüğümüzden bazı muhabbetler:

Yiğit: Niye geldik buraya
Ben: E oğlum hastasın ya...Doktor amca boynuna bakacak
Yiğit: Bakmasın boynuma filan, ben boynumu şişik seviyorum

Hemşire kapıdan olanca sempatikliğiyle: Yiğiiitttt....nasılsıııınnn?
Yiğit ciyak ciyak: git burdaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaannnnnnnnnnn
hemşire: peki peki, gidiyorum
ben: aaa oğlum, çok kabaydı bu davranışın, ayıp oldu hemşire ablaya
Yiğit: sen de git o zaman

Doktor: gel bakalım Yiğiiiitttt, nasılsın?
Yiğit: İğne yok
Doktor: İğnem yok benim zaten, nasılsın?
Yiğit: Kan almak yok
Doktor: Daha seni muayene etmedim ki bir gel bakalım
Yiğit: Çubuk da yok
Doktor: O zaman sen de ağzını kocaman aç tamam mı?
Yiğit: Annee acıyyyooooooo
Ben: Ne acıyor oğlum, daha sana dokunmadı bile.....
Yiğit: Olsun, şimdi acır...

O boğaza bakılan çubukları sevimli hale getirmek için canlarım neler yapmadım ki....Uçlarına suratlar çizip 4 kişilik Çubuk ailesi bie yarattım...Yeni kuklalarımız ama heyhaatttt..Yine işe yaramadı.

Hayır arkadaşlar, beni bilirsiniz, pek de sabır abidesi, şefkat perisi bir insan değilimdir. Kendimi aştım yemin ederim. Uzun süredir sükunetimi muhafaza etmemi ancak anne olmamdan mütevellit Allah vergisi bir kazanıma borçlu olabilirim, başka birşeye değil.

Yani şekerler, hasta olduğuna mı yanayım huyunun değiştiğine mi derler ya...o hesap işte....

Bu arada hastalık mastalık ve topu topu 1 haftacık yaz tatili ile ben bu seneki izinlerimi yemiş durumdayım. Doktorumuzdan ezile büzüle birkaç gün rapor rica ettim. Sağolsun hemen çocuğunun refakatindedir diye bir rapor yazdı bana. Ardından sıkıla sıkıla müdürümü aradım. Dediğim gibi ben şanslıyım, çok anlayışlı bir müdürüm var. " aaa tabi Gülçin, önce sağlık" dedi. 1-2 gün işe gitmeyip oğluma bakabileceğim bu sayede...

Öpücükler

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Yigitcim Sultan teyzen suan senin önde giden favoritin oldu....:-)))ama tabi annecigine yasatiklarini göz önünde bulundurmuyorum... muzurum benim...:-)

Adsız dedi ki...

If you are going for most excellent contents like myself,
just go to see this website every day because it presents feature contents, thanks

my site: SEO