Evet dostlarım gelelim bir türlü yanıtlayamadığım " Neden Blog Tutuyorsun?" mimine…
Canlarım, ben aslında öyle edebi yanı çok güçlü bir kişilik değilim. Okumayı çok severim, kendimi bildim bileli, okumak için hep fırsat yaratırım ama yazmak bana zul gelirdi.
İlkokuldayken Türkçe ödevleriyle benim bir problemim yoktu ama annemin ve öğretmenimin yaptığım ödevlerle nedense bir sıkıntı oluyordu. Mesela:
Ödev: Çevrenizdeki ağaçların mevsimlere göre değişimini yazın
Sınıfın cevabı: Anam hatırlıyorum 1 tam sayfa yazmışlardı, işte sonbaharda rengi kızıllaşır da kışın döker de yazın açar da…herkes Orhan Pamuk…
Benim cevabım: Çam, her zaman yeşil…
Yani ben öyle yazmayı çizmeyi pek seven bir insan değildim, o yüzden size şimdi ben ezelden beri yazarım diyemeyeceğim…
Öyle çok derinliği olan, aşırı hassas birisi de değilim. Öyle iddialarım yok, hiç de olmadı…Her haltı içselleştirip kum kum kafama takıp derrriiiiiinn düşüncelere filan da dalmam. Allah evlatlarıma, eşime, aileme sağlık sıhhat, ömür versin, başkaca da dileğim olmadığından herhalde…Ha para ve huzurlu işler de diliyorum elbette ama bunlar sekonder dertler…O yüzdendir ki kim ne demiş, o bunu mu yapmış gibi mevzular benim kapsama alanıma pek girmiyor.
Pek çok arkadaşım ergenlik sonrasında yazmaya, günlük tutmaya başlamıştı. Ergenliğin altını çiziyorum çünkü o dönem milletin selam verene aşık olduğunu sandığı, bir gün göz göze gelmese hayatının aşk acısını yaşadığını zannettiği döneme denk geliyor. Her bir kesler şair olmuştu…Ben olamamıştım. O kaddar diyim…
Şimdi nasıl oturup blog yazıyorum peki? Deyivereyim size..
Bildiğiniz gibi oğlum ölümlerden dönen bir çocuk. ( Bkz: http://neselihaller.blogspot.com/2010/11/yigit-geldiginde.html ). Doğumundan sonra içimi dökeyim, anlatayım rahatlayayım diye bir blog açtım ama her zamanki tembelliğimle 1 yazı yazıp bıraktım. Üstünden 3 sene geçti, el sürmedim.
Bu arada da arkadaşlarıma sürekli mailler atıyorum. Modern devrin sorunlu insanları olarak bırak sık sık yüz yüze görüşmeyi telefonla bile görüşemez olduğumuz için birbirimizden haberdar olalım diye ara ara toplu güncelleme mailleri atıyorum. Biz ne yapıyoruz, nasılız anlatıyorum. Ve arkadaşlarım da bana veriyorlar gazı…"kızım sen yazsana, bunları kitapta toplasana, blog açsana" diye…En sonunda tamam dedim, açıyorum blog, oldu olacak cümle alem seyretsin bizim evin hallerini, benim ayar bozukluklarımı…Hem de çocuklarıma ileride hatıra olmuş olur. Hala günlük yazamadığım için ve de inanılmaz zayıf bir hafızaya sahip olduğum için ben bu yaşadıklarımızı kesin unutacağım, unutuyorum da…( bkz. http://neselihaller.blogspot.com/2011/02/hafzama-kurban.html ) O yüzden en azından ileride okurlar da onları ne kadar sevdiğimi ve de neler yaşadığımızı bir kez daha hatırlarlar..
Tabii bir de burada yazıp rahatlıyorum, benimle aynı şeyleri yaşayan bir çok güzel insanla sıkıntılarımı paylaşıyorum, yalnız olmadığımı hissediyorum böylece hem kendimi daha çabuk toparlıyorum hem de evde daha az dır dır ediyorum.
İyi ki açmışım bloğumu...
Önemli Not: Dostlarım, akşamları evden internete giremez oldum, işyerimden de .blogger'a girilemiyor, yassah…Postlarımı da mail olarak atıyorum, garip format bu yüzden. Yorumlarınızı okuyorum ama cevap yazamıyorum. Haftasonunda kısmetse hepiciğini yanıtlayacağım. Elleriniz dert görmesin.
Öpüyorum...
14 yorum:
O nasıl bir doğum hikayesidir. ağlattınız beni. Uzun sağlıklı bir ömür senin çocuklarının ve ailenin olsun arkadaşım.
ben kendi şahsıma seni okumayı çok seviyorum. Benim kafadasın lamı cimi yok :)
Gülcincim seni cok seviyorum...yazdikalrini okumayi cok seviyorum...okudukca müthis keyif aliyorum...sen bir kac gün yazmayinca bende bir eksiklik hissediyorum....sen hep yaz tatlim..ben zevkle okuyorum canim.
Kocaman öpüyorum seni
Sultan
Canım iyi ki de yazmaya başlamışsın ve ben iyi ki seninle karşılaşmışım:)
Doğum hikayenizi okurken gözlerim dolu dolu oldu:(
doğallığın yazılarına yansıyor, buralarda olduğun için mutluyum :))) bi de sende geleceğimi gördüğüm için daha bir şevkle takip ediyorum neşelihalleri :))
Gülçinciğim,yazmayı sevmem diyorsun ama çok keyifli yazıyorsun.Sen hep yaz,e mi?
özlem
nasıl bir hikaye böyle içim eride resmen .çok şükür ki bu günleri gördünüz.
iyiki yazıyorsun gülçin iyi ki:)tanıdık birbirimizi:)
Seni okurken cok egleniyorum.
Yazmaya devam :)
Ben ce de iyi ki yazmaya başlamışsın cnm...Bir kere değil dönüp dönüp bir daha okuyasım gelen arkadaşlarımdan oldunn..Aynen dewamm ...
Bu sevmediğin halinse sevseydin bir yaşar Kemal olurdun herhalde...Keyifleniyorum seni okuduğumda Gülçinciğim ,her daim yaz arkadaşım bizde okuyalım...
Küçük mucizem amin arkadaşım, cümlemiz inşallah...bu arada ben de sizi okumayı çok seviyorum..iş yerimden yorum yazamıyorum ama bilin ki sizleri okuyorum
Sultan'cığım...sağolasın hayatım...ne olursa olsun beni desteklemene bayılıyorum arkadaşım....öpüyorum seni kocaman
Aylin'ciğim ben de çok mutluyum blog tuttuğuma..sizler gibi bir çok yeni ve güzel arkadaşım oldu
Anne KAleminden: güzel arkadaşım seninkiler bence benimkileri de geçecek..bunların hepsi birbirinden fırlama çünkü...biz de keyifle seni izlemeye devam ediyoruz
Resimli Günlük, yazayım arkadaşım..yazdıkça açılıyorum
Sezobigo: Ben de çok mutluyum arkadaşım...biz hep yazalım arada da görüşelim
Aslı'cığım: ben de yazarken ve sizleri okurken çok keyifleniyorum, içim açılıyor
Reyhani: Ay canııımm..bunu duyduğuma çok sevindim, bak kendimi şimdi harika hissettim
İlknur'cuğum, Yaşar Kemal mi? hadi yaa...ay egom tavan yaptı şimdi
Right noω іt sounds lіke Dгuρal is the bеst
blogging platform avаilable right noω.
(fгom whаt I've read) Is that what you are using on your blog?
My web page SEOPressor V5 review
Yorum Gönder