Unutmak İstemediklerim

Zaman öyle birşey ki asla unutmayacağımıza güvendiklerimizi ne olduğunu anlamadan bünyesinde eritiveriyor. Bize de olaylar değil de damağımızda bıraktıkları tat kalıyor.

Kuzum ile kuşum bebeklerken öyle anlar olurdu ki o anı içime işlediğimi, zihnime kazıdımı, asla unutmayacağımı düşünürdüm. Fakat her an bir önceki andan daha harika geçince şimdi bakıyorum da aklımda sadece ne muhteşem bebeklerim olduğu kalmış. 3. bir kişiye anlatacak olaylar birer birer silinmiş hafızamdan.

Şimdi bu satırları yazıyorum ki unutmayayım. Ve ileride bu satırlar baki kalırsa siber alemin kıyısında bucağında, çocuklarım da ulaşsınlar ve anımsasınlar annelerini ne kadar mutlu bir insan yaptıklarını...

Dün akşam kızım bir önceki yazımı  okudu ve daha okurken bile o şıkır şıkır kahkasıyla çınlattı odamızı...Hem yazıma güldü hem de yazılarımda kendisinden de bahsediyor olmam gururunu okşadı...

Sonra beraber biraz oynadık, zaman geçirdik. Yatma saati geldi. Dişler fırçalandı, yatma prosedürleri yerine getirildi, öpüşüldü ve yataklara girildi. Ben de adet olduğu üzere onlar uyuyana kadar odalarında oturuyorum.

Birden kızım yattığı yerde doğruldu bana:

" Anneciğim, insan yaşlanınca o yazdığı yazılar internette durur mu?" diye sordu.

" Durur herhalde kuşum" dedim ama muhabbeti kısa kesmeye çalışıyorum, uyusunlar da ben de biraz kafa dinleyeyim hesabındayım utanmazca...

Bir anda tuttuğu nefesini salıverdi dışarıya rahatlayarak...." ohhh..iyi o zaman...ileride senin yazılarını çocuklarıma da okutabilirim böylece" dedi...

Nutkum tutuldu...bir anne daha fazla nasıl mutlu edilebilir bilmiyorum. Bir anne evladı tarafından anne olmasının ötesinde yaptıklarıyla da nasıl daha fazla takdir edilebilir bilemiyorum. Kızım beni annesi olduğum için çok seviyor ama aynı zamanda yazdıklarımı beğendiği için de onların geleceğe yadigar kalmasını istiyor. Ağlamak istedim.

" Canım kızım, yavrum benimm..." dedim onu sevgi kelebeği yapmak istercesine...

"İstersen ileride Neşeli Haller'e sen devam edebilirsin" dedim ki daha o anda anladım nasıl bir hata yaptığımı...hemen düzeltmeye çalıştım.

" Hayır kızım, vazgeçtim, Neşeli Haller bende kalsın, sen kendi sayfanı oluştur, kendi kalemini tut" dedim ama laf ağızdan çıktı bir kere..

" Hayır anneciğim, ben Neşeli Haller'e devam etmek istiyorum" dedi kuşum. Gecenin o saatinde uykusu iyice açılmasın diye ses çıkarmadım...Ama biliyorum ki kızım büyüdüğünde kendi kelimelerini bulacak. Kendi dünyasını yaratacak ve kendi hallerini anlatacağı kendi sayfası olacak.

Ve ben onu hep çok sevecek hep gurur duyacağım. Allah sağlıklı, mutlu, uzun bir ömür nasip etsin kızıma, oğluma...Hayatın kötü yanları onlarda derin izler bırakmadan geçip gidiversin....

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Amin gülcincim, Prensesime binlerce kez massalah...canlarim benim ya...
Sultan

Adsız dedi ki...

Bu yazınla bana tercüman olmuşsun yavrum. Okurken çok duygulandım. Seni bende, kendimi sende hissettim. İşte, bu benim kızım; benim torunum dedim içim titreyerek. Gurur duyuyorum evlatlarım ve torunlarımla.
Çok güzel ve doğru bir yolda çok rahat ilerliyorsun. Seni candan kutluyorum. Devam Gülüşüm, devam canım kızım.

İkiz Annesi dedi ki...

Okurken çok duygulandım inan , demek annesinin izinden yürümek isteyen bir cimcime:)
Hepimiz için aynı durum geçerli unutmak istemediğimiz ne varsa aradan zaman geçipte diğer anılar üzerine binince birer birer aklımızdan çıkıyor maalesef:(
İnşallah bütün evlatlarımızın her biri kendi yollarında kendi kalemleriyle mutlu olurlar ve belli mi olur ileride belki de biz onları okuyor oluruz:)

Deli Anne dedi ki...

sen tut çocuğu bir an önce uyutmaya çalış, o içinde ne derinliklere dalsın.. şaka bir yana ben böyle basit düşünürken ve selim işin çok derinliklerindeyken utanıyorum.. sevgiler.

neselihaller dedi ki...

anneciğim: ben ne sulu sepken duygusal birisiymişim meğer, 34 yaşımdan sonra kalemi elime alınca çıktı ortaya... Öpüyorum anne

İkiz annesi: ah inşallah arkadaşım öyle isterim ki yavrularım yazsın, ben gururdan gösüm kabararak, içim taşarak okuyayım. Allah hepsine sağlık ömür versin

Deliannem: ah delişim sorma ben de bazen çok utanıyorum kendimden...ben başka şeyin derdindeyken gelip öyle bir laf ediyorlar ki ben sonra günlerce iç hesaplaşmalar yaşıyorum...